Susan Hill, Simon Serrailler maceralarının ilkinde Lafferton'u ve
kahramanı Başmüfettiş Serrailler'i ona sırılsıklam âşık, genç ve güzel
kadın polis Freya Graffham'ın gözünden anlatıyor.
Londra Polis Teşkilatı'ndan tayinini isteyen becerikli dedektif
Müfettiş Freya Graham, çalkantılı geçmişini geride bırakıp küçük
İngiliz kasabası Lafferton'a taşınarak sakin bir hayata başlamayı
umuyordu. Kendine güzel bir ev buldu, kilise korosuna katıldı, aşçılığı
yeniden hobi edindi, yeni insanlarla tanıştı. Lafferton'a taşınmak,
hayatında aldığı en iyi karar gibi görünüyordu. Derken, özenle
düzenlediği yeni hayatını alt üst eden bir olay geldi başına:
Karizmatik ve gizemli amiri Başmüfettiş Simon Serrailler'e âşık oldu.
Bu umutsuz aşk yetmezmiş gibi, Freya birbirinden bağımsız görünen bazı
kayıp vakaları arasında bağlantılar olduğunu keşfetti. Kayıp
vakalarının yüzde doksan dokuzunun polis için vakit kaybından başka bir
şey olmadığını bilmesine rağmen, kayıp insanların hiçbiri kendi
isteğiyle ortadan kaybolacak kişiler değildi, bu gerçeği göz ardı
edemezdi. Kaybolan insanların hepsi Lafferton'un Tepe denilen
bölgesinde sırra kadem basmıştı ve yine hepsi alternatif tıp
meraklısıydı. Büyük bir uyuşturucu operasyonuyla meşgul olan amirinden
alabildiği tek destek soruşturma izni olunca, Freya sempatik yardımcısı
Nathan'la birlikte kayıpların peşine düştü.